1. Dünya Savaşı, bir başka söylemle Şark Meselesi (Doğu Sorunu), emperyalistlerin, Osmanlı’nın zengin mirasını sulhen paylaşamamaları yüzünden çıkmıştı.
İngiltere'nin başını çektiği, Fransa, Çarlık Rusya'sı ve İtalya’nın dahil olduğu bağlaşıklar (İtilaf) Osmanlı'nın tasfiyesini savaşla gerçekleştireceklerdi.
Osmanlı'nın enerji zengini coğrafyası sömürgeleştirilecek, Türk halkı köleleştirilecekti.
Bağlaşıkların hedefindeki Osmanlı için, Almanya, Avusturya-Macaristan (İttifak) bloğunda yer almak, keyfi bir tercih değil koşulların dayattığı bir zorunluluktu.
Önümüzde iki seçenek vardı. Ya büyük kapışmanın ilk yılı 1914'te teslim olunacak, ya da ölümüne direnilecekti. İkincisi tercih edildi.
Bağlaşıklar, hiç beklemedikleri bu direnişle savaşın 3 yıl daha uzayıp, insani ve ekonomik maliyetinin artmasından sorumlu tuttukları Türkleri en ağır biçimde cezalandıracaklardı!
30 Ekim 1918 Mondros Ateşkesi, kesilecek cezanın önsözü, 10 Ağustos 1920 Sevr ise idam hükmü anlamına gelen sonsözü olarak tasarlanmıştı.
Türklerin cevabi önsözü, 19 Mayıs 1919 ilk adımıyla Samsun'da, sonsöz ise 24 Temmuz 1923'te Lozan'da verilecektir!
Her türlü emperyalist baskıya, tasfiye ve sömürgeleştirme baskısına karşı, Gazi Mustafa Kemal öncülüğünde atılan ilk adımın 100. yılında bütün Türkiye yine Samsun'dayız.
Kutsal isyanın izleri ilk günkü kadar canlı ve belirgindir.
Kurtuluşun ve kuruluşun önderinin izleri hepimizi Samsun'a çağırıyor. Kurtuluştan kuruluşa, kuruluştan uygarlık ve çağdaşlığa uzanan rota, bugün için de en sağlıklı, en güvenli rota olmayı sürdürüyor.
İlk adımın 100. yılında, ilk günün coşkusuyla diyoruz ki;
BUGÜN BÜTÜN TÜRKİYE SAMSUN'DUR.
SAMSUN BÜTÜN TÜRKİYE'DİR.
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı