BASIN AÇIKLAMASI
TÜRK KADININA SEÇME ve SEÇİLME HAKKI VERİLMESİNİN 80.YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN
Ülkemizde kadınların yönetime katılmaları yönündeki ilk adım 1930’da çıkarılan Belediye Kanunu ile gerçekleştirilmiş, kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır. 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunu ile kadınlara muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı tanınmıştır.
Kadınların yerel yönetimlerde yer almasının önü açıldıktan sonra 5 Aralık 1934’te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 10. ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı getirilmiş, akabinde yapılan 1 Mart 1935 genel seçimlerinde 18 kadın ilk kez parlamentoya girmiştir. Böylece parlamentonun yüzde dördünü kadınlar oluşturmuştur.
1934 tarihli yasa ile sadece kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı verilmemiş, demokratik ülkeler seviyesinde, çağdaş bir ülke olmanın da bir adımı atılmıştır. Fransa ve İtalya’da 1946, İsviçre’de 1971 yılında ancak kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındığı düşünülünce bu yasanın taşıdığı önem daha iyi anlaşılacaktır.
Türkiye nüfusunun %49,8’i kadınlardan oluşmasına rağmen parlamento, yerel yönetimler, bürokrasi, üniversiteler ve meslek kuruluşlarında kadınlar nüfusla orantılı olarak temsil edilmemektedir. Ve maalesef kadın erkek cinsiyet eşitliği uygulamaları açısından ülkemiz dünyada son sıralarda yer almaktadır. Bu, düşündürücü ve üzücü bir durumdur.
2011 seçimlerinde 550 sandalyeli TBMM’ye seçilen kadın milletvekili sayısı 79'dur. Kadın parlamenter oranı yüzde 14’tür. Bu sonuç ülkemizin kadınların siyasetteki yeri açısından olması gereken seviyeye gelmediğinin göstergesidir.
Toplumsal yaşamın her alanında büyük sorumluluklar yüklenen, gelecek kuşakları yetiştiren kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle de kadınlar en iyi şekilde eğitim almalı, okula gönderilmeyen kız çocuğu kalmamalıdır. Kadınlarımız ekonomik ve sosyal yaşama katılmada, karar verme süreçlerinde daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmelidir. Bu yönde pozitif ayrımcılık yapılmalı, kadınların istihdama ve yönetime daha fazla katılmalarını sağlayacak politikalar üretilmelidir.
Anayasa ile teminat altına alınmış olan eşitlik ilkesi her alanda yaşama geçirilmelidir.
Gelecek kadınların elindedir. Bunun farkında olarak Türk kadınına geniş haklar tanınmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk ve çalışma arkadaşlarını şükranla anıyor, Cumhuriyet kazanımlarından ödün vermeden ülkemizin geleceğe taşınmasını umut ediyorum.
Saygılarımla.
Av.Mehtap KARABURÇAK TUZCU
KIRŞEHİR BAROSU BAŞKANI