BASIN AÇIKLAMASI
Bildiğiniz üzere yasal düzenlemeler doğrultusunda her yıl 20 Temmuz- 1 Eylül tarihleri arasında adli tatil uygulanmaktadır. Nöbetçi hakim ve savcıların görev yaptığı adli tatil süreci bugün sona ermiştir. Bugünden itibaren yeniden normal yargılama işlemleri, duruşmalar yapılmaya başlanacaktır.
Her adli yıl başlangıcında dileğimiz hak edenin hak ettiğini aldığı adalet dolu yeni bir yıl geçirmektir.
Bu yıl da dileğimizi daha güçlü şekilde tekrarlıyoruz.
Zira ülkemizin içinde bulunduğu süreçte yargının önemi bir kez daha tecrübe edilmiştir. Temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda “yargı organı” merkezi öneme sahiptir. Yani Adalet mülkün temelidir. Bağımsız ve tarafsız yargı, bir devletin temel direğidir. Bu direk çökerse herkes altında kalır.
Yargı bağımsızlığı ilkesi yargıçlara tanınmış bir ayrıcalık değil, onların adalete uygun, özgürce karar verebilmelerini sağlamanın aracıdır. Tarafsızlık ise, siyasi sempati ve ideolojik eğilimler ve her türlü etkiden uzaklaşarak davranabilme anlamına gelir.
Kamu adına yapılan soruşturmalarda, Türk milleti adına verilen mahkeme kararlarında adil ve tarafsız davranılması, herkesin adalete güvenmesini sağlayacaktır. Türk milleti adına karar veren yargıçlar millete, hukuka, vicdanlarına ve en önemlisi tarihe karşı sorumlu olduklarını unutmadan karar vermelidir.
Temel hak ve özgürlüklerin korunması ve güvence altına alınmasını öngören hukuk devletinin en önemli kurumlarından birisi “adil yargılanma hakkı”dır. Bu hakkın uygulanması, korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi; bağımsız mahkemelerin, tarafsız ve donanımlı yargıçların, insan haklarına saygılı, sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de toplamak suretiyle gerçeğin ortaya çıkmasına, adaletin gerçekleşmesine katkı yapacak bilgili ve sorumlu Savcıların ve yine bilgili, sorumlu, cesur ve bağımsız Avukatların varlığına bağlıdır.
Bu nedenle Avukatı ve Avukatlık mesleğini bağımsız, özgür kılmak, yargılama sürecinde etkili ve işlevsel yapmak adil yargılanma ilkesi açısından hayati değer taşımaktadır.
Yaşanan 15 temmuz kalkışması sonrası açılan soruşturmalar devam etmektedir. Tamamlanan soruşturmalar ardından kovuşturma aşaması yani yargılama aşaması başlayacaktır. Bu aşamalarda şüphesiz ki yargının üç kurucu unsuru olan hakimler, savcılar ve avukatlara büyük görev düşmektedir.
Soruşturma ve kovuşturmada yani yargılama faaliyeti sırasında görev yapan avukatların yaptıkları işin kamu görevi olduğu unutulmamalı, şüpheli veya sanıkla avukat eş tutulmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki herkesin savunulmaya hakkı vardır ve bu evrensel bir kuraldır. Savunmasız adalet, avukatsız savunma ve adil yargılama olmayacağı açıktır. Avukatlar olmadan suçlu ile masum insanın birbirinden ayrılması mümkün olmayacak ve belki de herkesin dile getirdiği gibi kurunun yanında yaş da yanacaktır.
İşte bu nedenle gerçekten adaletin tecelli etmesi için avukatın yargılamanın bir parçası olması zorunludur.
Tekrar vurgulamak isterim ki; avukat asla, savunmanlığını üstlendiği kişinin suç ortağı veya destekçisi değildir. Hiçbir avukata bu gözle bakılmamalıdır. Türkiye’nin yakın tarihinde gerçekleşen olaylar bir kez daha göstermiştir ki gözaltına alınan, tutuklanan herkesin ilk isteği bir avukatla görüşmektir. Bu nedenle avukatlar kötü günde yanınızda olmasını istediğiniz insanlardır. Herkesin bu bilinçle mesleğimize ve meslektaşlarımıza saygı duyması dileğimizdir.
Sözlerime son verirken bu toprakları bize vatan yapmak için canını vermiş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şifalar diliyorum.
Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devletinden hiçbir şekilde taviz verilmeyeceği ümidiyle Yeni adli yılın Herkese hayırlar getirmesini temenni ediyor; avukatlar, hakimler, savcılar, adliye çalışanları ve tüm hukuk camiasına çalışmalarında başarılar diliyorum.
Saygılarımla.
Av. Mehtap KARABURÇAK TUZCU
KIRŞEHİR BAROSU BAŞKANI